Site icon İslam.net.tr – İslam Arşivi

Mudarebe Hakkında

Hadis No : 4977
Ravi: Zeyd İbnu Eşlem
Tanım: Babasından naklen anlattığına göre, “Ömer İbnu’l-Hattab’ın iki oğlu Abdullah ve Ubeydullah (ra), Irak’a giden bir orduya katılıp sefere çıktılar. Bu seferde, Basra emiri olan Ebu Musa el-Eş’ari (ra)’ye uğradılar. Ebu Musa onlarla merhabalaşıp, kolaylık diledikten sonra: “Size faydası dokunacak bir şey yapabilmeyi ne kadar isterdim!” dedi ve az sonra hatırladı: “Evet evet! Şurada Allah’ın malından mal var. Onu Emirü’l-mü’minin (Hz. Ömer)’e göndermek istiyorum. Ben onu size karz olarak vereyim. Siz onunla Irak mallarından satın alın, sonra da Medine’de satın. Sermayeyi emiru’l-mü’minin’e ödeyin, kar da sizin olsun!” dedi. Abdullah ve Ubeydullah: “Bunu yapmak isteriz” dediler ve yaptılar. Ebu Musa, Hz. Ömer (ra)’e onlardan malı almasını yazdı. Medine’ye geldikleri vakit malı sattılar, kar ettiler. Parayı Hz. Ömer’e verdikleri zaman: “Ebu Musa, her askere size yaptığı gibi borç veriyor mu?” diye sordu. Oğulları, “Hayır!” dediler.

Bunun üzerine Hz. Ömer: “Emiru’l-mü’mininin iki oğlu olduğunuz için borç vermiş. (Olmaz böyle şey!) Sermayeyi de, karı da getirin!” diye gürledi. Abdullah sükut etti. Ubeydullah ise: “Ey Emiru’l-mü’minin, bu davranış sana yakışmaz! Eğer bu sermaye noksanlaşsa veya kaybolsa idi, biz tazmin edecektik” dedi. Fakat Hz. Ömer: “Karı da getirin!” diye ısrar etti. Abdullah yine sesini çıkarmadı. Ubeydullah (önceki söylediklerini tekrar ederek) karşılık verdi. Bunun üzerine Hz. Ömer’in meclis arkadaşlarından bir adam: “Ey Emiru’l-mü’minin! Bunu mudarebe saysan!” teklifinde bulundu. Hz. Ömer de: “Evet, onu mudarebe kıldım!” deyip, sermayeyi ve karın yarısını aldı. Abdullah’la Ubeydullah da diğer yarısını aldılar.

Kaynak: Muvatta, Kıraz 1, (2, 687,688)


Hadis No : 4978
Ravi: Ala İbnu Abdirrahman
Tanım: Babası vasıtasıyla dedesi (Yakup el-Medeni)’den naklediyor: “Osman İbnu Affan kendisine, çalıştırması için, mudarebe olarak mal verdi ve kar ikisinin oldu.”

Kaynak: Muvatta, Kıraz 2, (2,688)


Kütüb-i Sitte Hadis arşivi için tıklayın!

Exit mobile version